Dhoom 3

Geçen gün izledim, ve farkettim ki Aamir Khan'ı ve hint filmlerini çok özlemişim.. :)

Konusuna gelirsek, Sahir Amerika'da yaşayan Hintli bir çocuktur.Sahir'in babası Sahir küçükken batar ve buna dayanamayıp intihar eder. Sahir ise bütün hayatını babasının intihar sebebi olan bankadan intikam almak için planlar yapmakla geçirmiştir. Planı bankayı soyarak bankayı tamamen batırıp onun da babası gibi yok oluşunu izlemektir. İlk defa bankayı soyduğunda bankaya bıraktığı Hintçe bir yazı yüzünden Amerikan polisi olaya iki Hintli polisi atar. Ama polisin işi çok zordur çünkü Sahir'in sakladığı bir sırrı vardır.


Film her ne kadar imkansızlıklarla, gereksiz atraksiyonlarla fazla doldurulmuş olsa da ben filmi çok beğendim :) Fakat şunu da söyleyeyim ki, o imkansızlıklar filmi ciddiye almamı zorlaştırdı...  Bu bahsettiğim imkansızlıklar neydi peki? Sahir'in polisten kaçarken yaptığı şeyler.. Hadi herşeyi geçtim de, adam motoru ip üzerinde sürdü!! Bir de iki motorla çaprazlama yaptığı bişey vardı... Neyse filmi izleyince anlarsınız ne demeye çalıştığımı ^_^

İmkansızlıklar dışında beni hayal kırıklığına uğratan birşey daha vardı ki; o da film Amerika'da geçmesine rağmen Aamir Khan'ı bir iki kolay İngilizce cümle dışında -örn; thanks, welcome, you're fired- İngilizce konuşturmamalarıydı. Yani tabiki zaten filmde hep Hintlilerle konuştuğu için karakterin kendi dilini tercih etmesi çok anormal değildi ama sonuçta o adam yıllardır Amerika'da değil mi? Bence daha çok İngilizce konuşması daha mantıklı olurdu... Hem bildiğim kadarıyla Aamir Khan'ın İngilizcesi de gayet iyi. En azından dedektif Jai kadar konuştursalarmış.. Onu bile yapmadılar.. Çok mu takıldım sanki bu konuya?  

Bahsetmeden geçmeyeyim, şarkılar da çok güzeldi :) Ortada bir sirk olgusu olduğu için, bu şarkı söyleme dans etme olayı her Hint filmindeki gibi garip de durmamıştı ... Gerçi bence Hint filmlerindeki en eğlenceli kısım şarkı ve dans kısmı ama bazıları garip bulabilir tabi ki bunu :)

Spoiler

Şu Sahir'in sırrı var ya, eğer Prestij filmini izlediyseniz filmin 10. dakikası içerisinde çözüyorsunuz olayı... Aslında başta biraz muallakta kaldım ben, çünkü filmde o kadar çok imkansız şey vardı ki dedim acaba bu gösteri de o imkansızlıkların içinde mi? Ama sağolsunlar onu eklememişler imkansızlıkların içine :)

İkiz olayı Prestije benzediği için ben sonu da prestije benzer sandım... Yani ikizlerden biri ölür, diğeri yarım yaşadığı hayatını artık tam yaşamaya başlar... Ama tabi Samar'ın ikizini bırakmaya pek niyeti olmadığından, film benim umut ettiğim gibi bitmedi.
"Ne elini bırak, Ne de kenara bırak".....

"Bizler tanrının insanlarıyız

Bizi kimler yıkabilir ki?

Binlerce umut güneşinin altında

Çelik gibi bir iradeyle

Korkusuz adımlarla

Bugün ortaya çıkıyoruz

Kendi kaderimizi yazmak için.."

----------------------------------------------------------------------------------------

Bir yazının daha sonuna geldik :)

Aslında Aamir Khan haftası ya da ayı gibi birşey yapıp izlediğim bütün filmlerini  o dönemde yazmayı planlıyordum ama kendimi tutamadım bu filmi izleyince, hemen yazayım dedim...

Eee yazınca da yine kendimi tutamayıp yayınlayayım bari dedim...

Sonuç olarak burdayız :)

Okuduğunuz için teşekkür ederim

Sevgilerle Bulanık Beyin