Mim #10 Geçseydi Önümden Bir Ünlü



Bir kaç haftadır elimde bekleyen bir mim var, Bonghwang arkadaşımızın gönderdiği :). Sevdiğimiz bir sanatçıyla karşılaşsak ne söylerdik nasıl davranırdık bunu anlatıyoruz.
Ben bu sevdiğim kişiyi nasıl seçeceğimi bilemedim. Blog daha çok Kore üstüne olduğu için Koreli br ünlüyü yazmayı tercih ettim. :)
















Aslında Yonghwa'yı seçmek istiyordum ama bir yanım da ordan Jungkook diye bağırıyordu... Eh ben de -oooo piti piti- yaptım(tabi ki yapmadı), şanslı olan kazansın dedim(tabi ki demedi.Ve kazanan tabi ki Kim Jiwon çıktı O da nerden çıktı derseniz ikisi arasında karar veremeyince başkasına sardım 





Öncelikle gerçek hayatta yoldan geçerken bir Kim Jiwon görsem şöyle bir durur gerçekten o mu diye bakar bir fotoğrafını çeker yoluma devam ederim... Ama biraz sonra yazacaklarım gerçek üstü bir ütopyada Bulanık Beyin Bobby'yle karşılaşsa ne olur üstüne yazılacak.










Çok aşina olmadığım Kadıköy'deyim. Yine maket malzemesi almak için, çünkü proje hocam maketimde okuldaki kırtasiyede olmayan bir malzeme kullanmamı istemiş, çok da bilmediğim sokaklarda dolaşıp duruyorum. Sonra siyah bir şapka takmış, şapkayı da yüzüne iyice indirmiş biri yanımdan geçiyor, beni geçip bir süre hızlıca yürüdükten sonra biraz önümde duruyor. önümden geçip giderken pantolonun ne kadar düşük bel olduğunu fark ediyorum. ()O durduğu yerde beklerken ben de o tarafa doğru yürüyüp ona yetişiyorum. Yanından geçip gidicem ama çok ilgimi çekiyor, özellikle yüzünü tamamen kapatması için gözüne kadar indirdiği şapkası bana tam dizilerdeki ünlülerin tanınmamak için girdiği tripleri hatırlatıyor. 
Yanından geçip giderken birazcık yanına yaklaşıp(dibine giriyorum demeye çalışıyor) ve biraz da (biraz dediği de 90 derece) kafamı onun olduğu tarafa çevirerek yüzünü inceliyorum. Ve bir an onu Bobby'ye benzetiyorum. Emin olmak için yanına doğru biraz daha ilerlerken(dibine girdin zaten daha ne ilerlemesi -_-) o da kafasını bana çeviriyor. Artık eminim bu o! Tam "Ah sen İkon'dan Bobby'sin" diye bağıracakken, elini ağzına götürüp sus işareti yapıyor. Ben de kendimi tam Bobby demeden durdurup elimi ağzıma götürüyorum. (Aman yarabbim şu ikisinin girdiği triplere bakar mısın?! Sanki Kadıköy'de Bobby diye bağırsa hemen de herkes tanıyıp başına üşüşecek, sanki kimsenin işi yok, sanki Kore'deyiz -_-)

Sonra sessizce ve Korece devam ediyorum "난 당신을 알고있다." tamam durun buradan sonrasına bi altyazı getirelim en iyisi. Ne demiştim, "Seni tanıyorum." O da bana "Vayy Korece biliyorsun demek" diyor. (Tam burda muhabbetten sıkıldım bundan sonrasını hızlı hızlı geçicem:D ) Ben biraz Korece bilmemle hava atıyorum, sonra o biraz ünlü olmasıyla, sonra ben çıkışınızı çok bekledim diye yalanlar savururken o da Türkiye'yi çok sevdim diye mavralar sayıyor.
En sonunda zorla bir fotoğraf çektirip, Kadıköy'de olduğunu kimseye söylememe sözü verdirerek ikimiz de yapmamız gerek işlere geri dönüyoruz. :)



Ne saçma salak bir yazı oldu bu ya? :D Bana blogumu açtığım ilk zamanları hatırlattı nedense :) Zaten sanki biraz mimin asıl şeyinden de biraz saptım  Biraz hikaye gibi yazıp hatta devamı haftaya gibi bir yerde bırakıp devamını da bir daha getirmemeyi planlamıştım :D Ama olmadı, olduramadım :D

Kısaca sonuna kadar okuyabildiyseniz teşekkür ederim :) Başka yazılarda görüşme üzere :)

Haa bir de mimi yazmak isteyen herkese pasladım gitti :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

My ID Is Gangnam Beauty

I, Tonya