Kore Dizilerine Yeni Başlayan Kılavuzu



Yine Kore Dizilerine Giriş 101 dersimizdeyiz :) Bakalım bu seferki konumuz neymiş :D


Kore dizilerini ilk izlediğimiz zamanlarda hepimizin yaşadığı küçük şoklar vardı. Hepimiz önce çok şaşırdık, sonra çok sevdik; ya da önce çok sevdik sonra şaşırdık. Ama hepimiz şaşırdık orası bir gerçek :D Peki nelere şaşırdık, neden şaşırdık? Kore dizisi furyasına yeni başlayanlar için karşılarına neler çıkacak bir anlatalım, Kore dizilerini uzun zamandır izleyenler için de bir maziye dönüp hatırlayıp gülelim, eğlenelim dedim :)



Örneklemeleri hep izlediğim ilk dizilerden seçtim, çünkü artık böyle şeyler dizilerde ilgimi çekmiyor sanırım. Yani hep varlar zaten, gözüme çarpmıyorlar. O yüzden gözüme çarptığı zamanlardan hatırlayabildiğim örnekleri paylaştım sizinle :)

1. Çok Fedakar İkinci Adamlar


Sözlüğe bakarsanız görüceksiniz ki, 'fedakar ikinci adam'ın karşısında Örn; Jung Yong Hwa yazar.  You're Beautiful dizisiyle başlamıştır bu ikinci adam kariyerine :D
Yong Hwa'yı bir kenara bırakıp genel olarak ikinci adamlar hakkında konuşursak, kız için her şeyi yapmaya hazırlardır, kızı her türlü tehlikeden korumaya ant içmiş gibi davranırlar. Hatta bazen bu tehlikelerden birinin kendileri olduklarını sanıp geri çekilirler. Bence zaten en çok oradan kaybederler, belki geri çekilmeseler kızı kapacaklar... Neyse efendim bu tipler en sonunda kızı sessiz ve sakince (bazen biraz daha az sakince) başrol erkeğe bırakırlar.


2. Kime Aşık Olduğunu Bile Fark Edemeyecek Salaklıktaki Başrol Kızlar/Erkekler

           

İnsanı deli ederler, biz bile buradan fark ediyoruz sen nasıl bilmezsin dedirtirler. Ama bir yandan da çok sevimlidirler. Gerçi Secret Garden'da Kim Joo Won'un özellikle annesine söylediği, "Zaten aşık değilim. Bir iki güne unutur giderim." lafı kalbimize hançer gibi inmiştir ama yine de bu karakterleri sevmeden edemeyiz. Tabi Let's Eat 2'deki adını bile unuttuğum başrol kızımız gibileri hariç. Sen git önce ikinci adamı ayart, onla sevgili ol, sonra yok efendim ben aslında sana aşık değildim de falanlar filanlar... Bunlar pek sevilmez...


3. İki Dakika Öncesinde Yaşanan Olayı Sürekli Flashbacklerle Tekrar Tekrar Göstermeler

Buna bir diziden screenshot alarak örnek verebilirdim ama o zaman bile anlaşılır bir resim olur mu emin olamadım. O yüzden bir resim koymadım. Ama başlıktan bile hepiniz anlamışsınızdır bence. Bir örnekle anlatayım, kız düşerken çocuk tutar ve bişey söyler, "Ne kadar sakarsın" gibi bir şeyler olabilir bu söylediği. Kız eve gider ve o anı hatırlar, belki onun için o olaydan sonra saatler geçmiştir ancak biz izleyeli daha bir dakika olmuşken kızın hatırlamasıyla aynı sahneyi tekrar tekrar izleriz. Aslında bu şu an bana gıcık gelen şeylerden biri değil, daha az olsa daha iyi olabilirdi diyip sahneyi ilerletiyorum sadece, ancak Kore dizilerine ilk başladığım zamanlarda acayip sinir olduğum bir durumdu. Siz de sinir oluyorsanız, merak etmeyin alışıyorsunuz. :D


4. Sadece Dudakların Değdiği, Hatta Bazen Onların Bile Değmediği Masum Öpüşmeler


Buraya yüzlerce diziden, binlerce resim bulabilirim ama örnek olarak bu resmi koymamın bir sebebi var. You've Fallen For Me'deki bu öpüşme benim için en saçma salak öpüşmedir. Park Shin Hye'nin balık gibi pörtlemiş gözleri ve Yong Hwa'nın o öpüşmeden sonraki saçma salak tavrı... Neyse, bu masum öpüşmeleri (You've Fallen For Me'deki hariç) ben çok severken, lisedeyken aynı sınıfta olduğum, ben sınıfta izliyorum diye başıma toplaşıp benimle birlikte Kore dizisi izleyen arkadaşlarım hiç sevmemiş sürekli dalga geçip durmuşlardır. Neyse efendim onlar sapıksa ben napayım? 


5. (Özellikle Eski Dizilerde) Altyazı Kalitesinin Düşüklüğünden Kaynaklanan, Konuşulanları Anlamama Durumları


Bu I Do I Do'dan bir sahne. Olan şey, aile kütüğünden birini sildirme kanununun değişmesi, artık istediğin an gidip sildirilemiyormuş. Adam buna isyan ediyor, çocuğu da kanunu değiştirirken bir de sana mı sorsalardı diyor. Ama anlamak için iki-üç defa izlemek gerekiyor. Son zamanlarda kaliteli altyazılar hazırlanıyor olsa da bu bir iki yıl önce böyle değildi çok açık ve net. Kore dizilerine yeni başladıysanız, belki de benim ilk başlarda düşündüğüm gibi, bu Koreliler de ne anlamsız konuşuyor diye düşünebilirsiniz ancak bir yerden sonra anlamsız olanın Koreliler değil altyazı olduğunu çözüyor hatta sürekli olarak diziyi dinleyerek anlayıp bir de üstüne altyazının hatalarını teker teker bulabiliyorsunuz.

6. Parası Olmayanı Büyük Aşağılamalar


İlk izlediğim dizi olmasından kaynaklı sanırım, ilk aklıma Cheongdamdon Alice geldi (Secret Garden'dan sonra geldi aslında aklıma bu, ama Secret Garden'ı başka şeylere örnek verdiğimden tekrar tekrar kullanmak istemedim.) Neredeyse bütün Kore dizileri, eski Türk filmi tadında fabrikatörün oğluyla fabrikada çalışan fakir kız tarzı bir aşkı konu alıyor. Artık bu konuyu duyduğumda neredeyse kusasım geliyor. Zaten Koreliler de o konudaki dizileri son dönemlerde baya azalttılar sanki, Allah'a şükür. Yine de hala anlam veremiyorum, neden bu kadar aşağılıyorlar fakir kesimi. Mesela bu dizide kızımız maşallah bir üniversite bitirmiş, sağlıklı bir ailesi olan sağlıklı bir şekilde yaşayan bir kızcağızdı. Hiç acınacak bir hali de yoktu... Bence bunlar hep aşağılık kompleksinden... 

7. Akıl Sağlığında Bir Sorun Olan Başroller, Genelde Erkeklerde

Hyde Jekyll And Me, It's Okay That's Love ve Kill Me Heal Me gibi direk başrollerin akıl hastalığının anlatıldığı dizilerden ziyade Secret Garden, Protect The Boss, Married Not Dating gibi dizlerde de başrollerimizin hep bir sorunu vardır. Topluluk önünde konuşamama, asansöre binememe, yalnız kalamama vs. Ama hep bir pskolojik rahatsızlık vardır yani... Amaç heyecan olsun, daha çok üzülelim, bir sonraki bölümü daha merakla bekleyelim...





9. Başta Çirkin Gelen Sonradan "Aa-aa Ne Kadar Yakışıklı Çocukmuş Bu!!" Dediğimiz Oyuncular


Daha önce You've Fallen For Me'den örnek verdiğim için tekrar örnek vermek istemedim ancak yani benim için bu kuralın en önemli örneğidir Yong Hwa. Sanırım Yong'u bir çok maddede kullanmamın sebebi, ilk tanıdığım Korelilerden olması, ilk izlediğim Kore dizilerini hep onun sayesinde izlemiş olmam. Ama kendisini Heartstrings'de ilk gördüğümde, "Oha ya bu kadar çirkin adamı ne diye başrolde oynatırsınız, daha yakışıklısı hiç mi yoktu ülkede?" demişliğim var. Tabi daha sonra diziyi izledikçe acayip yakışıklı gelmeye başlaması, acayip sevmem ayrı bir ironidir ama Kore dizilerine devam etme sebebim neredeyse sadece bu adam yani, o daha büyük bir ironi :) Ama tekrar baktıkça tekrar diyorum, hakikatten yakışıklı adam 


8. Özellikle Erkek Başrollerin Narsistlik Derecesindeki Kendilerini Beğenmişlikleri


Yine Secret Garden... :D Yani bu maddeye de daha iyi yakışanı yoktu napayım :D Daha fazla yorum yapmaya bile gerek yok bence. Benim genelde çok sevdiğim bir tiptir bu narsist başroller onu da ekleyeyim :D






























Yani öyle böyle bir liste hazırladım işte... Daha aklıma gelen çok şey vardı da, daha da uzatmayayım artık deyip bıraktım burada. :) Belki ikinci partı gelebilir bilemiyorum :D

Bu yazıyı tee ağustosta yazmıştım da, taslaklarda bekleyip duruyordu aylardır. Artık dedim yeter vakti geldi :) Aslında planım bu 29 Ekim tatili vesilesiyle yeni bir yazı yazmaktı ama yine vaktim olmadı ödevlerden, vizelerin başlaması nedeniyle ders çalışmalardan, aileyle birlikte olmanın çekiciliğinden :D Ben de dedim bari hazır bir yazıyı düzenleyip atayım da aylardır yeni yazı görmemiş blogum bi kendine gelsin, yenilensin. :)

Okuduğunuz için teşekkürler :)

En kısa sürede başka yazılarda görüşmek üzere.

Yorumlar

  1. Zavallı Yonghwa :) Çok güzel tespitler ellerine sağlık canım.

    YanıtlaSil
  2. başta çirkin gelip ardından "adamım yaa" dediğim karakterler tek kore dizileri harici takip ettiğim bazı yapımlarda sık sık rastlarım. mesela buffy the vampire slayer'da ki spike karakteri. ilkten bir türlü sevemedim. yok angel'cı da değildim diziyi izlerken. hani vampir günlüklerinde deamon ile stefan kesimleri varmış ya (sadece çevremden duyduğum için örnek verdim. yoksa diziyi izlemişliğim yok) buffy'de de angel ile spike ikilisi vardı. hatta diziyi izlerken bir yakışıklı oyuncu yok diye yeni karakter beklerken ardından "spike hepsine yeter" düşünceleriyle takip etmiştim. çok yerinde tespitler olmuş, okurken yer yer, aynen öyle dediğimi bilirim. ellerine sağlık bulanık beyin. ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buffy The Vampire Slayer hep izliyim diyip de bir turlu baslayamadigim dizilerden :) Bir gün kısmet olurda diziyi izlersem verdiğin örneği daha iyi anlarım inşallah :) :)
      Teşekkür ederim :)

      Sil
  3. http://korekusu.blogspot.com.tr/2015/11/buralardan-bir-park-seo-joon-gecerse-mim.html?m=1 seni mimledim bulanıkbeyin :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemen bakıyorum :)
      Teşekkürler mimlediğin için :)

      Sil
  4. Yalnız yazıya bayıldımm!! Ne kadar özgün bir konu olmuşş! Hepsinde "haklı valla" didim :DD

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu arada niye haber vermedin blog değiştirdiğini!!! resmen 5 aydır yazılarından uzakmışım da haberim yokmuş!

      Sil
    2. Yazıyı beğenmene ve aynı şeyleri düşünüyor olmamıza çok sevindim :)

      Blogumun değiştiğini haber vermeme gerek olduğunu bilmiyordum :D Çok özür dilerim haber vermediğim için :) Ama zaten son beş ayda da pek bir yazı yazamadım :) Çok birşey kaçırmadın yani :D :)

      Sil
  5. "Aynen, aynen!" deyip kafa sallamalarla okuyup bitirdim. Ben de çok sevdim bu yazıyı :3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı fikirlerde olmamıza ve yazımı beğenmene çok sevindim. Bu arada bloguma hoşgeldin :)

      Sil

Yorum Gönder

Sen de,
Yaz, yaz, yaz!
Bir kenara yaz
Düşüncelerini! :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

My ID Is Gangnam Beauty

I, Tonya